Yardımcı, Bakıcı, Dadı sorunsalı

Çocuk sahibi olduktan sonra bir çoğumuz iş hayatına dönebilmek adına, ya da hayatımıza kaldığımız yerden devam edebilmek adına yardımcı bir kadın arayışına geçiyoruz. Kimimiz yatılı ve yabancı kadınları kimimiz ise gündelik gelen Türk kadınlarını tercih ediyor. Ve sonrasında başlıyor bir tiyatro...
Haftada bir gelen gündelik temizlikçim dışında şahsen yaşayarak bildiğim hikayeler değil ama neler duyuyorum neler... Hikayeler tek tarflı olmuyor tabi ki... Emek yoğun bir iş yaptığından ve en değerli varlığımızı emanet ettiğimizden eğitim seviyesine kıyasla hayli yüksek maaş alan bu kadınlar çalıştıkları evlerde yedikleri içtikleri oturdukları kalktıkları her hareket karşısında hor görülürken en fenasıda kölelik düzeni gibi ev sahibi tarafından pasaportlarına el koyuluyor. Ev sahibi tarafından en değerli varlığı emanet edilirken bir yandan da "asla güvenme" ilkesi ile evin dört bir yanına kamera yerleştiriliyor. Bakıcı cephesinde ise eve erkek getiren mi, odasına kendini kitleyip sarhoş olan mı, izinden kirli çamaşırlar getirip kimse yokken bunları makinede yıkayan mı ne ararsanız var. Nasıl zor bir karar doğru kişiyi bulmak ve ona güvenmek inanmak..Belki de kafamda bu hikayeleri netleştiremediğimden "tam zamanlı anneyim".
Kendi çocuğu başkaları tarfından büyütülen ve çocuğunu yıllardır görmemiş anneler buralarda ekmek peşindeler. Bazı evlerde onlara "çocuğu 8:30 da yatır ve sonrasında odandan çıkma!" deniyor, bazı evlerde "bu pahalı bir peynir sen bunu yeme, zaten otellerde de çalışanlar ile otel müşterileri aynı şeyleri yemiyor" deniyor....Onların teknoloji bilgileri ve görgüleri olmadığından fotoğrafları hep anneler çekiyor ama çocuklarının ilk yıllarına ait fotolarda arka görüntüde hep onlar var.Sibel Arna'nın bu yazsını http://t24.com.tr/haber/sibel-arna-dadilar-da-yuzer-dans-edermis/80459 okuyup sonra da 2012 Oscar ödül töreninde en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülü kazanan The Help filmini de izleyip sizler karar verin.. Sistem kölelik düzenine mi döndü yoksa sıradan işçi-işveren hikayeleri de mi böyle.

2 yorum:

  1. Sibel Arna'nın yazısı karşısında dehşete düştüm. Korkunç bir yazı. "Çocuğunu eğlendirmekte profesör olan kadın" tanımlaması da çok ters geldi.İster istemez düşündüm, gerçekten güveninizi suistimal eden insanlar olduğu için belirli bir disiplinde onları çalıştırmak zorunda kalabilirsiniz ama onlar da insan. Dediğin gibi senelerdir kendi çocuklarından uzaktalar.Pazardan köle almış gibi davranmak çok yanlış. Bir bakıma hükümetin yabancı çalışanlar için düzenlediği kanun çok iyi oldu. Bundan böyle pasaportlarına el koyup, kaçak yabancı işçi çalıştırmanın daha ağır cezası var ve çalışanlarınızı bildirip SSKlı yapma zorunluluğu getirildi. Buna rağmen çalışan annelere daha çok yardımcı olacak düzenlemeler yapılmadığı sürece, The Help filmindeki hikayeler daha çok yaşanır. Şahsen ben 2 saatlik mesafede olan işyerine gidip, kazandığım parayı güvenmenin zor olduğu bir kadının eline sayıp 2 aylık bir bebeği bırakamayacağımı düşündüğüm için işten ayrıldım. Ama mutlaka dönmek zorundayım, işte işin bu kısmı da çelişkilerle dolu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahh ahh o çelişkiler beni hergün vuruyor, 20 aydır hep "tam zamanlı annelik" kazanıyor.

      Sil