Dalin- Detangler (Kolay tarama)

Dün Bahar ile arkadaşı Defneye uğradık. Defne yeni banyodan çıkmış, pijamalarını giymiş bizi karşıladı... Saçları ipek gibiydi... Ah dedim ne kadar güzel.. Baharın saçının arkası düğüm oldu sanırım saçını kestireceğiz. Annesi Zeynep bana Dalin- Kolay tarama (Detangler) ı tavsiye etti. Bugün Baharı yıkadım. Banyodan sonra oturttum önüme Dalin sprey ile fıs fıs yapıp bi yandanda tarayarak saçındaki düğümleri açtım... Önce Zeynep e sonra da Dalin e teşekkürler onlar olmasaydı bakmaya doyamadığım o lüleleri kestirmek zorunda kalacaktım.

Günaydın Bebek

Damla Çeliktaban ın 08 Eylül 2010 tarihli Habertürk Gazetesindeki yazısını okudukça çok duygulanıyorum, sizlerde okuyun istedim…

Günaydın Bebek
Bu yazı yayınlandığı sırada karnımdan kollarıma terfi edecek minik oğlan.
İnsan ne kadar plan yapsa da hayat kendi planını uygulamaya koyarmış meğer, onu kanıtladın bana daha doğmadan...
Seni tüm gücümle, hazırlığım ve nefesimle, en doğal halimle doğurmak isterken ben; ne sancılardan ne başka bir şeyden korkmazken; sen planlı programlı, sezaryenli doğmayı seçtin... (eğer son dakika sürpriziyle baş aşağı dönmediysen...)
Ne garip, daha nefes bile almadın ama yine de kendi seçimlerini koyabiliyorsun ortaya...
Hayat boyu böyle olacak.
Sen benden farklı bir insan olduğunu, kendi seçimlerinle yaşayacağını hatırlatacaksın bana her fırsatta. Ben ne hayal kurarsam kurayım senin yolun, senin yönün sana ait olacak...
Neyse boş ver... Sen sağlıkla gel de nasıl geldiğin eksik kalsın...
Kocaman bir hayat uzanıyor önünde... Geldiğin sıcak, güvenli karanlığı özleyeceksin belki, ilk bakışta gözlerin kamaşacak...
İlk nefesini alacak, sadece senin için hazırlanan sütün tadına bakacaksın. Fazla gürültülü, fazla ışıklı, fazla hareketli bir yerde bulacaksın kendini... Bizi bulacaksın. Aylardır seni merak eden, senin için hazırlanan insanlar silsilesini...
Ve zamanla alışacaksın bu şahane karmaşaya, bir parçası olacaksın...
Sevdiklerin, sevmediklerin, kızdıkların ve kayırdıkların olacak... Her seçiminle yeni bir kapı açılacak önünde, her seçiminle başka bir kapı kapanacak... Önemli olan seçtiğinin arkasında durmak onu da öğreneceksin...
Buraların pek de adil olmadığını görecek, kızacaksın belki de... Belki günbatımlarının peşinden kendini yollara vuracaksın...
Koskoca bir hayat kollarını açtı ve bekliyor seni; sonsuz ihtimallerin içinde yürüyeceksin...
Bu satırları yazdığım gün hâlâ göbeğimdesin... Ama ayrılacağız çok yakında ve kavuşacağız bu şekilde, korkacak bir şey yok... Göreceksin.
Aylardır sana söylediğim bir şarkı var; onu duyunca güvende olduğunu bileceksin... Ve şarkıda olduğu gibi bu sabah uyanıp ilk nefesini alacaksın... Kendi kendine...
“Günaydın bebek
Yepyeni bir güne başlıyoruz seninle
Aslanlar, kaplanlar, kuşlar
Denizler, rüzgârlar, ağaçlar göreceksin
Baban var, minik var, ben varım
Ne zamandır bekliyoruz seni, artık geldin mi?
Nefesini alıp, sütünden içtin mi?
Günaydın bebek, hoş geldin hayatımıza,
Her şey çok güzel olacak şimdi... “

İsim Koyma Sorunsalı

Hürriyet Gazetesinden Banu Tuna nın 2010 yılına ait bir yazısını paylaşmak istedim...

Koş Papaya koş Lodos topu tut
Başlık şaşırtmış, hatta ziyadesiyle manasız gelmiş olabilir. Okullarda heceleme kartları da kalmadı sanırım ama kaldıysa, yakın gelecekte Ayşe’nin yerini Papaya, Ali’nin yerini Lodos pekala alabilir.
İnsan otuzlu yaşlarını ortalayınca, çevresindekilerin hepsi ya çocuklu ya da hamile oluyor. Eh, Allah’a şükür, asosyal biri de sayılmam; tatmin edici bir gözlem yapma imkânına sahibim. Ve kafamı son dönem çocuk isimlerine taktım.
Galiba bu küresel iklim değişikliği, çevre duyarlılığı; büyük şehirlerde bunalan insanların doğa özlemiyle birleşti ve yeni bir trend yarattı.
Ben buna isim seçiminde Kızılderili dönemi diyorum.
Onlardan tek farkımız, isim koymak için çocuğun büyüyüp bir marifet göstermesini beklemeyişimiz.
Anne babalar doğayı özleyip ulaşamadıkça, küçük sahil kasabasında geçen emeklilik günleri hayal olup kaldıkça, çocuklar çiçek böcek, coğrafi yer şekilleri, yön isimleri ile idare etmek durumunda kalıyor galiba. Bir nevi post-hippi sendromu.
Bakın, son bir iki yıl içinde bebek sahibi olan arkadaşlarım, arkadaşlarımın arkadaşları hangi isimleri koydular: Kuzey, Güney, Poyraz, Rüzgâr, Defne, Ada, İris, Çimen, Güneş, Doğa, Ay, Yosun, Zeytin, Çilek, Kiraz (eskiden pek bir taşralı bulunurdu), Çınar, Mavi, Kumsal, Gece, Gölge, Kumru, Okyanus... Bu liste böyle uzayıp gider.
Evvel ezel, isim koymakta Kızılderili ırkıyla yarışan milletimiz için olumlu bir durum aslında. Şimdi tek tek isimleri saymayayım, neticede kendisine sorulmadan bu isimleri almış dünya kadar insan var ama, bugüne kadar bebeklere savaşmakla, dövüşmekle, yiğitlikle, hükmetmekle ilgili isimler koyduk da ne oldu? Kırbaç anlamına gelen bir erkek ismi bile var bizde. Kızların durumu da farklı değil. Banu’nun anlamı mesela; prenses, hanımefendi, yeni evli gelin. Bu mudur? Hayır, insan ismine çekse gam yemeyeceğim.

Parmak emme alışkanlığını nasıl bıraktırırsınız

2 aylıkken bir gün baş parmağını emerken yakaladığımız kızımı hemen emziğe alıştırmaya çalıştık. Bakkal emziğinden en pahalısına kadar türlü alternatifleri denedik ama olmadı dikiş tutturamadı ve parmağını emmeye devam etti. Toplumumuzda emzik teşvik edilesiyken parmak emmek tu kaka!.. dolayısıyla bana ve kızıma yapılan eleştirilerin haddi hesabı olmadı, 17 yaşına kadar parmak emenlerden mi bahsedilmedi, parmak emmekten parmağı incelen, dişlek olanlar mı anlatılmadı. İçgüdüsel bir davranış olduğunu kabullendiğimden ve ne zaman "nasıl bıraktırırsınız" diye bir google araştırması yapsam karşıma "nasıl alıştırısınız" başlıkları çıktığından pek de üstüne düşmedim. İki yaşından gün aldıktan sonra bir gün eczaneden birşeyler alırken acı oje var mı diye sordum. ama tabi ki prospektüslü bir acı oje olmalıydı ve karşıma Dentinox a ait bu ürün çıktı.
Daum-exol 2 yaşını doldurmuş çocuklarda parmak emme ya da tırnak yeme gibi alışkanlıkların kırılması için yardımcı bir ürün. Kızımın bir günde parmak emmeyi bırakmasını sağladı. Uykuya parmağını emerek dalan kızım ve bizim için ilk gece çok çok zor geçti ama herşey o gecede kaldı ve bitti. Artık parmağını emmiyor. 

Hurriyet Gazetesi

25 Mayis Cuma tarihli gazete haberi her zaman savundugum birseyin bilimsel aciklamasini yapmis...

UniBaby

Bebekleri doğduğundan beri Uni Baby Yenidoğan kullanmaktan vazgeçemeyen annelere müjde!!...

Cuma günü kapımda Ataman Kimya nın gönderdiği koliyi görünce çok sevindim. İçinde Uni Baby nin yeni serisine ait Uni Baby Pure, Uni Baby Natural, ve Uni Baby Cream ıslak havlu serilerinden vardı. Hepsini denedim.. İlk olarak şunu söylemeliyim bu üç ürünün üçünde de "alkol, paraben, ve boya" yok, ikinci olarak da ürünlerine tek elle, otomatik açılır kapak eklemişler ki çok pratik olmuş.


*** Uni Baby Natural; %100 organik papatya suyu, %100 organik aloe vera içeren  adı üstünde naturel bir ürün. Papatya suyu cildi enfeksiyonlara karşı korurken, yatıştırıcı etkisi cildi rahatlatıyor. Aloe vera ise sakinleştirici, kızarıklık giderici ile bebeğinizin tahriş olmasını engelliyor. İçinde bulunan gliserin ise nemlendirici özelliği taşıyor.

 




*** Hassas ciltli bebekler için özel olarak geliştirilen Uni Baby Pure ıslak “pamuk” mendil, Uni Baby Yenidoğan kullanımını tamamlayan bebeklerde devam mendili olarak kullanılabilir.









*** Uni Baby Cream, pişik önleyici krem içeren Türkiye deki tek ürün... içeriğindeki allantoin ve badem sütü sayesinde düzenli kullanıldığında pişiği önler ve bakım yapar.



SMA (Esema Mama)

Dün Ender Saraç a ait Hay Sağlık Merkezinde 20 kişilik bir grup Pfizer SMA nın davetlisi olarak toplandık.
Çok güzel bir sohbet ortamı oldu.
SMA (Esema) yı duymayınımız yoktur, duymayanlarda annelerine sorabilir, bir döneme damgasını vurmuş mamadır. Bizler daha çok eş dost tavsiyesi ile ya da fiyat ve kampayalar sayesinde mama seçiyoruz. SMA eczanelerde satıldığından onun hakkında yeterli bilgim yoktu. Dün Ender Saraç ın detaylı anlatımıyla bilgilendik, şimdi orada konuştuklarımızdan sizler için derlediklerimi paylaşacağım.

Çalışma hayatı ve  karşılaştığımız günlük stres emzirme dönemindeki kadınların sütünün kalitesini azalttı. Artık sütü gelmeyen veya işe dönünce sütü kesilen çok örnek duyuyoruz. Bence anne ve bebeğin aynı ortamda olması ve annenin mutlu ve huzurlu olması, uykularını tam alması sütü arttıran baş faktörler. Sonrasında beslenme geliyor tabi ki...

Türkiye' de çocukların ilk altı ay sadece anne sütüyle beslenme oranının %3 olduğunu biliyor muydunuz?

Bebekler için en iyi şey mucizevi olan anne sütüdür. Anne sütü  bebeğinizin ihtiyacı olan protein, yağ, karbonhidrat, demir, vitamin ve minareller gibi her türlü besin öğesine ideal derecelerde sahiptir. Beslenme döneminde anne sütünün yetersiz kaldığı dönemlerde bebeğinizin gelişimini destekleyecek, içinde şeker, nişasta bulunmayan ürünler tercih etmelisiniz.. Anne sütünün belirgin bir tadı bulunmaz. Nişastalı şekerli ürünlere alıştırırsanız bebeğinizin anne sütünü red etme oranı artar. Bebeğinizin büyüme persentillerinde önemli olan boy persentili olduğunu unutmayın. Yağ hücrelerinin  2 yaşa kadar oluştuğunu daima hatırlanmalı  bebeklerin beslenmesine gereken hasasiyet gösterilmelidir.

Anne sütünün için de kaliteli protein olan "whey proteini"  yer almaktadır. Kaliteli protein whey bebeğin kendisinin sentezleyemediği  elzem amino asitleri içerir . Ayrıca baskın whey proteini alfa-laktalbumin içerir.  Alfa-laktalbumin bebğinizin açlık, ruh hali, uyku düzenini etkileyen hormonların üretimine öncülük yapar.
SMA, bebeğin  büyümesi ve gelişimi için gereken tüm amino asitleriyeterli derecede ve kalitede içerir, protein bebeğinizin tüm protein ihtiyacını karşılar, Her protein aynı değildir diyen SMA nın sloganı " Bebeğinizin iyi büyüsün, iyi yaşasın!".

***SMA nın açılımı ingilizcedeki "Simulated Milk Adaptation" ifadesinin baş harfleridir.

Ayarlanabilir Yatak Bariyeri

Bebek karyolası 2 yaşından sonra çocukları pek tatmin etmiyor. Tek kişilik yatak düşme vakaları yüzünden korkutucu gibi görünse de yanına kıvrılma özelliği ile pratikte geliyor. Eğer erişkin yatağına geçmediyseniz  sorun yok ama geçtiyseniz , yatağın bir tarafını duvara dayayıp diğer tarafa yastıklardan barikat kurmanıza gerek kalmadı. Ayarlanabilir yatak bariyeri ile bu sorun çözülüyor. Bize Gürsel Halamız tarafından verilen bu ürün, bir çok internet sitesinde satışta... Bazen kızımız aramızda yattığında babası sabah işe giderken kendi tarafına hemen bariyeri koyuyor. Bizim çok işimizi gördü ve içimizi rahat tuttu.. Siz de bir inceleyin!

Gymboree Annelerinden Çocuklarının Çok Sevdiği Yemek Tarifleri

12 Mayıs Cumartesi Günü Ulus Gymboree deydik kızımla. Geliri okul öncesi eğitimi destekleyen projelere aktarılacak "Gymboree Annelerinden Çocuklarının Çok Sevdiği Yemek Tarifleri" isimli kitabın tanıtımı vardı.
Girişte 50TL karşılığında kitaptan aldım, ve içeri girdik.. Kitapta tarifi bulunan bütün anneler oradaydı ve tabi çocukları.....Çocuklar kudur kudur kudurdu... DJ den "waka waka" yı tekrar çalmasını mı isteyen ararsınız, trambolinden inmek istemeyen mi , gymboree öğretmenleri eşliğinde annesine anneler günü kartı hazırlayan mı... Her türlü çocuk yapısına göre aktivite vardı.. Keyifli bir iki saat geçirdik. Kukileta nın catering i ile de sunumu çok şık aperatifler vardı fakat ben kızımın peşinde koşmaktan bir tek cupcake in tadına bakabildim...
Eve gelince kitabı detaylıca inceledim, anneler çocuklarının sevdiği yemek tariflerini koyarken sağlıklı olmalarına da özen göstermiş. Hepsi denenmiş 135 tarif bulunan bu kitabı alıp hem işinize yarayan tarifleri dener hem de bağış yapmış olursunuz.

Mozeck.org

Merhaba anneler,

Bugun sizlere bir blog cekilisini haber vermek istedim.
Çocuklarimizin keşfetmesini, yeni şeyler öğrenmesini, doğa sevgisini pekiştirmelerini ve bizleri organik ürünler kullanmaya teşvik etmek amacıyla " Mozeck.org " 2 adet Caillou yap-bozu hediye ediyor...

Çekilişin şartları çok basit:

1- Sayfaya üye oluyorsunuz (ben yaptim)
2- Çekilisle ilgili postun altina yorumunuzu bırakın. (ben biraktim)
3-Çekiliş haberini facebook ve twitter'da paylaşın.
4-Blog'unuza haber yaparsaniz kesin birşey yolluyorum diyor Mozeck. (ben su an yapiyorum)

O da sizden oyuncağınız ulaşınca "hayır" dualarınızı bekliyor. Bir de hediyeniz yap-boz ile fotograf yollamanizi...


Sansinizi deneyin ... Bol sans!...

Aquababies

Nihayet bir rüya gerçek oldu. Bebekler için yüzme dersleri başladı.
http://aquababies-tr.com/tr/ den detaylı bilgi alabilirsiniz. Ben kızımı yüzmeye yazdırmak için çok heyecanlı ve hevesliydim. Bu ay ki programlara yer kalmamış ama sıraya girdim adımızı yazdırdım bekliyorum.  En güzel en rahatlatıcı bu sporu ve güvenliği açısından da su üstünde durmayı ne kadar erken öğrense o kadar iyi..
Detayları derslere katılma şansı bulduğumda aktaracağım şimdilik bu sizleri bilgilendirme yazısıdır:))

The Loli Shop

Önce Mia-Postasında okumus ve bu fikri çok sevmiştim. Bugun bir de liseden sınıf arkadaşımın kardeşinin bu işin başında olduğunu duyunca hemen bu yazıyı hazırlamam gerektiğini düşündüm.
Hepimiz düğün, doğum ya da çocuklarımızın doğum günlerinde misafirlerimiz için ağzımızın tadı hiç bozulmasın manasında şeker- çikolata dağıtıyoruz ve bunun farklı ve özel olmasını istiyoruz.
Loli Shop işte tam da bunu yapıyor. El yapımı şekerlere özel desenler ve güzel aromalar katıyorlar. Hem göze hem de damak tadınıza hitap ediyor. Güzel sunumlarıyla ilgi çeken bu şekerler yaz aylarında eriyen çikolataların karşısında güçlü bir rakip bence...
Bence bir göz atın:
http://www.thelolishop.com.tr/

Bir Örnek

İlginç bir site önerisi aldım bir arkadaşımdan ve içerdiği fikir çok hoşuma gitti. Merih in bebekleri isimli bu site çocuklar için kıyafet , ve bu kıyafetin aynısını giyen (ayakkabısından tokasına kadar) oyuncak bebekten oluşan süslü bir hediye seti hazırlıyor. Kıyafetin tarzı , rengi vs. müşterinin isteğine göre şekilleniyor. Bebeği ile aynı kıyafeti giyen minikler ne kadar mutlu olurlar düşünsenize :)))

                                                 http://www.merihinbebekleri.com/index.htm

Tarhana

Habertürk gazetesinden kestiğim bu haber beni ziyadesiyle mutlu etti. Çünkü ben de tarhanayi sütle pişirenlerdenim. Kızımın en sık yediği yemek bu...

200ml lik kutu sütü en ufak tencereme dokup biraz ılıştırıyorum, üstüne de bir corba kaşığı tepeleme tarhanayı döküp ufak ufak karıştırıyorum... kıvamı muhallebi gibi oluyor...

Konuşkan Süpürge

Bu aralar kızımın ve evimize gelen arkadaşlarının ellerinden düşürmediği oyuncak : Playskool Konuşkan Süpürge

Kız çocuklarının annelerini taklit etme sevdalarından dolayı anneler ne zaman evi süpürmeye kalksa peşlerinden ayrılmazlar. Bu süpürge vakum sesi çıkararak, konuşarak onlara bu deneyimi yaşatıyor.

İletişim

iletişimin anlamı sizin ne söylediğiniz değil, karşıdakinin ne anladığıdır

Yankı Yazgan demis ki


"bebeklerdeki sosyal duygusal gelişim sorunlarını önlemek için: televizyonu kapat. tıkabasa yedirmekten vazgeç. gözgöze dizdize zaman geçir."

Yardımcı, Bakıcı, Dadı sorunsalı -2-

Kozzy AVM alt değiştirme odasında bu ilanı gördüm.. Özel bir sağlık kuruluşu 99TL ye "Bakıcı Check Up paketi" uygulamasına başlamış. Yerinde bir uygulama. Fotografta pakete dahil olan testleri okuyunca  çocuklarımızın  bakıcılarının sağlıklı olmasının ne kadar gerekli ve önemli bir şey olduğunu anlıyor insan.

Yardımcı, Bakıcı, Dadı sorunsalı

Çocuk sahibi olduktan sonra bir çoğumuz iş hayatına dönebilmek adına, ya da hayatımıza kaldığımız yerden devam edebilmek adına yardımcı bir kadın arayışına geçiyoruz. Kimimiz yatılı ve yabancı kadınları kimimiz ise gündelik gelen Türk kadınlarını tercih ediyor. Ve sonrasında başlıyor bir tiyatro...
Haftada bir gelen gündelik temizlikçim dışında şahsen yaşayarak bildiğim hikayeler değil ama neler duyuyorum neler... Hikayeler tek tarflı olmuyor tabi ki... Emek yoğun bir iş yaptığından ve en değerli varlığımızı emanet ettiğimizden eğitim seviyesine kıyasla hayli yüksek maaş alan bu kadınlar çalıştıkları evlerde yedikleri içtikleri oturdukları kalktıkları her hareket karşısında hor görülürken en fenasıda kölelik düzeni gibi ev sahibi tarafından pasaportlarına el koyuluyor. Ev sahibi tarafından en değerli varlığı emanet edilirken bir yandan da "asla güvenme" ilkesi ile evin dört bir yanına kamera yerleştiriliyor. Bakıcı cephesinde ise eve erkek getiren mi, odasına kendini kitleyip sarhoş olan mı, izinden kirli çamaşırlar getirip kimse yokken bunları makinede yıkayan mı ne ararsanız var. Nasıl zor bir karar doğru kişiyi bulmak ve ona güvenmek inanmak..Belki de kafamda bu hikayeleri netleştiremediğimden "tam zamanlı anneyim".
Kendi çocuğu başkaları tarfından büyütülen ve çocuğunu yıllardır görmemiş anneler buralarda ekmek peşindeler. Bazı evlerde onlara "çocuğu 8:30 da yatır ve sonrasında odandan çıkma!" deniyor, bazı evlerde "bu pahalı bir peynir sen bunu yeme, zaten otellerde de çalışanlar ile otel müşterileri aynı şeyleri yemiyor" deniyor....Onların teknoloji bilgileri ve görgüleri olmadığından fotoğrafları hep anneler çekiyor ama çocuklarının ilk yıllarına ait fotolarda arka görüntüde hep onlar var.Sibel Arna'nın bu yazsını http://t24.com.tr/haber/sibel-arna-dadilar-da-yuzer-dans-edermis/80459 okuyup sonra da 2012 Oscar ödül töreninde en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülü kazanan The Help filmini de izleyip sizler karar verin.. Sistem kölelik düzenine mi döndü yoksa sıradan işçi-işveren hikayeleri de mi böyle.

Pepee

Birgün oyuncakçıda kızımın "Pepee Pepee" diye bağırdığını duyunca çok şaşırdım. Bu çizgi filmi evde hiç izletmemiştim de nereden biliyordu Pepee yi... Sonra aklıma geldi geçenlerde kuzeni Kerem ile bir araya gelmiş onun Pepee li oyuncağıyla oynamıştı. O kısacık anda hemen aklına yazdı demek ki.. Ben de hemen ona aynı oyuncağı aldım.

Pepee Neşeli Kule en favorimiz bu aralar. Bayılıyor kuleyi dikmeye sonra da bir darbeyle yerle bir etmeye :)))

Bebek Bakarken Olmazsa Olmaz - 3

Hastaneden bebeğinizle eve geldiğinizde hayat "emzir-uyut-altını değiştir" kadar basit  bir döngüde geçmiyor ne yazık ki...
Ben kucağımda kızımla eve geldiğimde hemen emzirmeye başlamam gerekiyordu ama ne kızım emebiliyordu ne de sütüm geliyordu. Hastanedeki emzirme hemşiresiyle çok rahat hallettiğimiz bu konu evde imkansız bir göreve dönüşmüştü. Hemen hastaneyi aradım, bana sıcak bir duş almam gerektiğini sonrada sütümü makine yardımıyla sağıp bebeğe kaşıkla içirmem gerektiğini söylediler. İşte bu noktada ihtiyaçlar ortaya çıktı.

1. Sterilizasyon Cihazı:  Sütü sağmaya başlamadan önce memenize ve süte değecek herşeyi steril etmeniz gerekiyor. bir sürü büyüklü küçüklü parçayı rahatça içine koyabileceğiniz pratik birşeye ihtiyacınız var.
Benim kullandığım ve tavsiye edebileceğim, yuvarlak ve yüksek olmasıyla öne çıkan ürün şu:

http://www.hepsiburada.com/Liste/philips-avent-ekspress-elektrikli-buharli-sterilizasyon-cihazi-scf27434/productDetails.aspx?productId=oyunakmscf27434&categoryId=23021014


2. Süt sağma makinesi:
Arkadaşım Nazlıhan ın verdiği "Medela Mini Electric" i kullanıyordum. Pratik ve tatmin edici bir aletti.
Daha sonra başka bir dostumuz "Medela Seyahat tipi " pompasını verdi.ve benim favorim bu oldu. Emiş gücü diğerine göre çok fazla olan bu alet çantasıyla da her gittiğiniz yere taşıma imkanı sağlıyor. Fiyatı diğerinin nerdeyse 4 katı. Hızı herşeye değiyor o ayrı... O kadar parayı bağlamak istemiyorsanız hastane tipi süt pompoası kiralayabilirsiniz.Onlarda gücü yüksek aletler. Çalışan bir anneyseniz ve pompayı işyerinde kullanacaksınız hastane tipi aleti kullanamazsınız. O zaman ilk iki dediğim arasında bir tercih yapmalısınız.

3. Biberon:
Yukarıda bahsettiğim olay evdeki ilk günümüzde oldu. Eve gelir gelmez strelizatöre, pompaya, biberona ihtiyaç duymuştuk bile. Sütü sağdık ve biberona koyduk sonra onun emziğine alışıp benim meme ucumu yadırgamasın diye vazgeçip kaşıkla verdik. Hamileyken cam biberon almalıyım diye evden çıkmıştım fakat hiç bir yerde bulamamıştım gerçi  artık biberonlar "BPA free" ve bebek marketlerinde buna uygun olanlar satılıyor. O gün kaşıklı biberon alana normal biberon hediye diye NUK almıştık. Bir iki kere bebeğim olmadan dışarı çıktığımda, ve bir gün de hastalandığımda sütümü sağıp biberon vasıtasıyla verdik kızıma onun dışında pek tecrübem yok aslında bu konuda o yüzden kısa kesiyorum. Ayına uygun olarak alıp elinizin altında bulundurmanız gereken bir ürün bu kısmı net.

Nasıl Taşımalı?

Bebeğiniz doğmadan bir çok şeyi alıp almamakta tereddüt ediyorsunuz. Birinin al dediğini diğeri fuzuli buluyor.. Diğerinin olmazsa olmazını öbürü hiç kullanmamış olabiliyor. Bunların başında "kanguru" geliyor.
Kanguru geç tanışılan, çok yaygın kullanılmayan ama hep heves edilen bir araç. Bana görümcemden geldi. o kendisi almış fakat hiç rahat edememişti. Eşim ve ben çok memnun kaldık. Bebek arabasını indirip bindirmeye üşendiğimiz, kısa mesafe yürüdüğümüz ya da bebek arabasının giremeyeceği engebeli arazilerde doğa yürüyüşleri yaptığımızda işimize çok yaradı. Kızım kanguruda hep uyuya kalıyordu. Biz de göğüsümüzdde oyle uyumasından memnun kalıyorduk. Araba gibi teferruatlı olmadığından belki de hoşumuza gitti.
Kullandığımız kangurunun markası ve modeline buradan bakabilirsiniz: http://www.infantino.com/product.cfm?product_id=1193

Kanguruyu kullanmaya başlamanız için bebeğiniz 3.5kg dan fazla olmalı deniyor ama 3600grken içine koyduğunuzda size hiç güven vermiyor. Biz o küçüklük döneminde  "sling rider" denilen modeli kullandık. yakın mesafelerde sling rider ile yürümek beni çok rahatlatıyordu. Daha sonra bu modelin bebek ölümlerine yol açabileceği bu sebeple geri çağrıldığını duydum. İster kanguru , ister sling rider olsun bebeğinizi orada kaderine bırakıp gönül rahatlığı ile saatlerce birşey yapamazsınız. İşiniz uzunsa ve bebeğinize dikkat veremiyecekseniz bebek arabası kullanınız. Yoksa yazımda bahsettiğim ürünleri kullandım ve çok pratikler ama dikkati elden bırakmamak gerekiyor.


Bebeklerin anneyle tensel temas yaşaması açısından, annenin kalp atışlarını duydukça rahatlaması açısından bebeği üzerinde taşımanın önemine inanıyorum. Zaten bakınca sokakta çingenelere, Karadeniz de yaylalardaki kadınlarımıza herkes bebeğini sırtına bağlıyor. Bir daha hamile kalırsam "wrap sling" denilen bu yöntemi deneyeceğim.

Mia-posta.com tarafından haftanın blogu secildim



Mia-posta tarafından günlük gönderilen maillere bayılıyordum.. Bir de mia-posta tarafından haftanın blogu olarak lanse edilince değmeyin keyfime....